Rapor, 23 Ekim 2020 tarihinde uluslararası şehir ağı ICLEI tarafından dijital ortamda düzenlenen "Cesur Şehirler" konferansında dönemin Belediye Başkanı Ashok Sridharan tarafından uluslararası bir dinleyici kitlesine sunulmuştur.

"Bu yayın Bonn'un adil ve daha sürdürülebilir bir toplum yolunda nasıl somut ilerleme kaydettiğini göstermektedir. Aynı zamanda, şehirlerin mevcut küresel zorluklarla mücadelede oynaması gereken rolü de vurgulamaktadır." Bonn merkezli BM SKH Eylem Kampanyası Direktörü Marina Ponti. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, tüm SKH hedeflerinin yüzde 65'inden fazlası kentlerin katılımı olmadan gerçekleştirilemez. Bu nedenle 2018 yılında New York şehri, şehirlerin Birleşmiş Milletler'e sürdürülebilirlik raporlaması için bir girişim başlattı. Şu anda dünya çapında 200'den fazla şehir bu harekete katılmış durumda. 2020'de Bonn şehri de buna dahil olacak. Şimdiden 20 şehir kendi yerel durumlarına ilişkin raporlar sunmuştur.

Bonn Gönüllü Yerel Raporu'nun yapısı, federal kentin belediye sürdürülebilirlik stratejisinin sistemini takip etmektedir. Bu, SKH'lerin başlangıçta bu altı eylem alanında uygulanması amacıyla Şubat 2019'da kabul edilmiştir:

1. Hareketlilik
2. İklim ve enerji
3. Doğal kaynaklar
4. Emek ve ekonomi
5. Toplumsal katılım ve cinsiyet eşitliği
6. Küresel sorumluluk ve Tek Dünya.

Gönüllü Yerel Rapor, bu alanlardaki gelişmeleri ve bunların Bonn'da Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasıyla ne ölçüde ilgili olduğunu göstermek için 46 gösterge kullanmaktadır. Gönüllü Yerel Rapor böylece Bonn Belediyesi'nin uzun süredir devam eden sürdürülebilirlik raporlamasını, 2019'da ilk kez kabul edilen sürdürülebilirlik stratejisiyle şehrin kendi belirlediği hedeflerle ilişkilendiriyor.

Örneğin hareketlilik alanında, modal dağılıma bakıldığında Bonn'da Alman şehirleri ortalamasından (Almanya geneli ortalaması) daha fazla insanın eko-mobilite, yani yürüme, bisiklete binme veya toplu taşıma araçlarını kullandığı görülmektedir. Bununla birlikte, motorlu taşıtların yoğunluğu 2015'ten bu yana neredeyse hiç değişmemiştir. Mevcut CO2 emisyonlarının en yüksek olduğu sektör olan ulaşım, Bonn'daki genel pozitif CO2 emisyonu dengesini azaltmaktadır.

Başarılı belediye iklim koruma politikaları sayesinde, kişi başına düşen CO2 emisyonları 1990-2016 yılları arasında yaklaşık yüzde 25 oranında azaltılmıştır. Özel hanelerde ve ticari sektörde önemli düşüşler sağlanmıştır. Bonn, belediye hizmetlerinin elektrik karışımındaki yenilenebilir enerji oranı bakımından Almanya'da başı çekmektedir. Bu oran 2018 yılında yüzde 72'nin üzerindeydi ve daha da artırılıyor.

Şehir, doğal kaynaklar ve çevre açısından iyi bir konuma sahiptir. Tüm şehir alanının yaklaşık yarısı koruma altındaki alanlardır ve yerleşim ve ulaşım alanı, kişi başına yaklaşık 155 m2 rekreasyon alanı ile iyi bir şekilde sağlanmaya devam eden nüfustan daha az artmıştır. Buna karşılık, 2018'e kadar içme suyu tüketiminde yaşanan düşüş, sıcak yazlar nedeniyle tersine dönmüş ve kenti yeni zorluklarla karşı karşıya bırakmıştır.

Bonn ekonomik açıdan da iyi durumdadır: İstihdam oranı 2000 yılından bu yana sürekli artmış ve 2018 yılında yüzde 51'in üzerine çıkmıştır. Yüksek nitelikli çalışanların oranı yüksek olduğu gibi, yenilikçi gücü temsil eden bilgi odaklı hizmetlerdeki oran da yüksektir. Şehir, kapsayıcılık konusunda da iyi bir örnek teşkil etmektedir. Yasaların gerektirdiğinin iki katından fazla engelli istihdam etmektedir.

Okul sektöründe de federal şehir, özel eğitim ihtiyacı olan tüm ilgili öğrencilere normal bir okulda yer sunabilmiştir. Ayrıca 3 yaşın altındaki çocuklar için yüksek sayıda (yüzde 40'ın biraz üzerinde) ve 3 yaşın üzerindeki tüm çocuklar için yüzde 100 oranında çocuk bakım yeri sağlamıştır.

Gönüllü çalışma Bonn'da çok önemlidir: burada ulusal ortalamanın neredeyse iki katı kadar kulüp ve topluluk vardır.

Gayriresmi vatandaş katılım prosedürlerinin sayısı 2015 yılından bu yana artış göstermektedir. Buna karşılık, kadınların sadece üçte birinden biraz azı yerel siyasette aktiftir. Ayrıca Bonn'da çocuk, genç ve yaşlı yoksulluğunun yanı sıra SGBII kapsamında yardım alanların sayısı da sürekli artmaktadır.

Bonn uzun zamandır adil ticaretle ilgilenmektedir ve 1990'ların sonunda yeni sanayileşen ve gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlerle belediye proje ortaklıkları kuran ilk Alman belediyelerinden biriydi. Belediyenin küresel sorumluluğa olan bu bağlılığı istikrarlı bir şekilde genişlemiş ve adil ticaret ve proje ortaklıkları için yapılan harcamalar sürekli olarak artmıştır.